Tribun Kulturu ve Biz Nerde Yanlis Yaptik

Bir suredir ABD'de yasiyorum, master yapiyorum. Burada football baska bir oyun,evet. Bizim futbolumuzu kizlar oynuyor, yurtdisindan gelen ogrencileri saymazsak cok da seven yok acikcasi. Ama benim bahsedecegim bu degil. Buradaki tribun kulturu ve sahiplenme.

Burada ilk geldigim yer, University of Texas. Kampusunde 50bin ogrenci barindiran, Amerika'in en buyuk okullarindan biri. Okulun bulundugu sehir ise Texas'in baskenti olan Austin. Austin yaklasik 800bin nufusa sahip, Amerika'da canli muzigin baskenti olarak bilinen bir garip sehir.

Texas'da insanlarin begendigi 2 oyun var temelde; basketball ve amerikan futbolu. Sadece NFL ve NBA degil, okul takimlari da cok degerli. Asagida stadyumun bir fotografi var, herkesin turuncu renk kiyafetleriyle maci izledigini gorebilirsiniz.




Bu stat gectigimiz eylul ayinda 103bin kisi agirladi. Saniyorum sezon ortalamasi da 100bin civarinda. Peki bu ne demek? Austin sehrinde oturan her 8 kisiden biri bu maclara gidiyor. Dahasi, okuldan olsun olmasin herkes okulun sarkisini soyluyor, aktivitelere katiliyor. Buradan ilgili vidyoyu izleyebilirsiniz.

Simdi gelelim University of Texas'in en buyuk rakibine (bu seneden itibaren degiller gerci), Texas A&M University. Su an icinde bulundugum, yaklasik 100bin kisilik bir kasabada yer alan 50bine yakin ogrenciye sahip buyuk bir okul. A&M'in stadi Kyle Field 83bin kisilik, ama 2011 yilinin ortalamasi 85bin kisinin uzerinde. Asagidaki fotorafta gorebileceginiz gibi insanlarin hemen hepsi bordo renk kiyafet giyiyor.



Burada da Kyle Field'da cekilmis bir vidyo izleyebilirsiniz. Gordugunuz arkadaslar, marching band olarak geciyor ve her okulun bir adet grubu var. Bu arada 85bin kisilik Kyle Field'in en buyuk 10 okul sahasi arasinda olmadigini soylemismiydim?

Tribun kulturu bizim bildigimiz anlamda olmasa da kendi icerisinde oldukca guclu. Derbiler burada da gecerli mesela, A&M ve UT'in birbirlerini asagilayan tsortlerini her yerde gorebilirsiniz. Okula ilk kaydinizda, oryantasyon suresinde ogrendiginiz ilk seyler okulun tribun kulturu ve marslar oluyor.

Burada isler boyle, amerikan futbolunu seviyor muyum? Hayir, bizim futbolumuz baska. Ama konu o degil. Burada, 100bin kisilik kasabada 85bin kisi maca geliyor. Gitmeyenler, parti yapiyorlar saha disinda, cadirlar kuruluyor, mangallar ve biralar ortaya cikiyor.

Sadece bu degil, bu 100bin kisilik kasabada, kolej baskebolu maclari her seferinde 15bin kisi onunde oynaniyor.

Peki 18milyon kisinin yasadigi, 3 buyuk takim disinda dogru duzgun taraftarligin olmadigi Istanbul'da, 50 kisilik stadda bos kalan 20bin kisilik yeri birisi aciklayabilir mi? IBB' ve olimpiyat stadini? ya da Genclerbirligini?

Olacak bu iş

GALATASARAY MEDİCAL PARK: 64 - ANADOLU EFES: 56

Seni yıkacak dozerin...

11 Aralık Cumartesi günü saat 19.00’da başlayacak karşılaşma, Ali Sami Yen Stadı'ndaki son lig maçı olacak.

Merve Terzioğlu Anılıyor

Galatasaray Spor Klübü, 29 Mart 2008 gecesi geçirdiği trafik kazası sonucu verdiği 8 günlük yaşam mücadelesine yenik düşerek vefat eden Merve Terzioğlu'nu yarın Galatasaray Olimpik Yüzme havuzun'da "Merve Terzioğlu Anma Müsabakası" ile anmaya hazırlanıyor.

Gelecek vadeden sporcular arasında gösterilen Merve Terzioğlu'nun kurbağalama branşında sahip oldığu Türkiye rekorlarının yanı sıra Akdeniz Ülkeleri COMEN Yüzme Kupasında üçüncülüğü ve Balkan Şampiyonluğu bulunuyordu. Sporcumuz, ABD’de üniversite adına katıldığı kolej şampiyonasında (NSISC) yüksek puanlar toplayarak “Değerli Yüzücü” ödülü almış, olağanüstü yetenek olarak nitelendirilmişti.

Gelenek devam ediyor...

Jose, kariyerinde ilk kez 5-0'lık ağır bir mağlubiyet alırken Barcelona, El Classico'yu kazanma geleneğine devam ediyordu.

Altın Top ödülü Diego Forlan'ın

2010 Dünya Kupası'na akredite olmuş uluslararası medya mensuplarınca turnuva başından itibaren yapılan oylama sonucunda oyların yüzde 23.4'ünü alan Diego Forlan 2010 Dünya Kupası'nın en iyi oyuncusu seçildi.

Turnuva başından itibaren attığı 5 golle ülkesini yarı finale kadar taşıyan Forlan'ın sadece golleriyle takımına katkıda bulunduğu söylemek onun liderliğine haksızlık etmek olur. Son Dünya Kupası'ndan hakettiği bir ödülle ayrılıyor.

"Yeniköy Kasabı" değil mi o (!)

2010 Dünya Kupası, ülkemizde "Yeniköy Kasabı" olarak da bilinen Del Bosque'nin çalıştırdığı İspanya'nın oldu.

Cannavaro

john terry

Real Madrid 0-2 Barcelona

Guardiola'nın değişik dizilimini gördüğümde üzülmüştüm. Zira genelde sistemini bozan kaybediyor bu maçları. Ama sistemden ziyade oyuncuların yerleri ile oynamış Guardiola, Puyol'un daha çok 2 stopere yardımcı olduğu sistemde amaç kanatlardan pozisyon vermemekti, Marcelo'nun çabaları dışında bunu başardılar. Maçla ilgili söylenecek çoğu şey söylendi bende bir kaç yorum yapayım.

- Xavi, Xavi, Xavi

-Pedro bambaşka bir oyuncu. Hızını, tekniğini, sakinliğini ve son vuruşlarını geçtim, bu saydıklarımı yapabilen ve tercih edilebilecek başka futbolcular da var. Bu adam, nasıl desem, bal porsuğu gibi; yılmıyor. Düşüyor, kalkıyor, dirsek tekme allah ne verdiyse dayak yiyor ama inatla devam ediyor.

-Madrid orta sahası dün felaketti.

- Busquets altyapıdan gelmenin bonusuna sahip olduğu için oynuyor sanırım. Yaya Toure gibi bir adama tercih edilmesinin başka bir nedeni olamaz.

- Marcelo, Casillas'ın pas yeteneğine sahip olsa bugün Robben'i soran olmazdı.

- Bir Van Ver Vaart vardı, ne oldu ona?

- Okay Karacan Tweet'i "Bu maçın yorumcusu Rijkaard olmalıydı"

Son olarak Rıdvan Dilmen'in bu maçları yorumlamasını tasvip etmesem de sahip olduğu saçma kalıpları kırması için iyi olabilir.